8 Ocak 2011 Cumartesi

Sarmaşıklar Gibi

Hiç acılarınız azdımı sizin? Hiç ağlaya ağlaya uyudunuzmu? Tekrar uyandığınızda iğneler saplandımı bedeninize? ... Belki evet, belki hayır ...

Ruhuma eklediğin çiziklerin sayısı kat kat artıyor. Bir çember çizdim, oturdum hevesle en ortasına. Üzüldükçe, hırpalandınça kalkıp çevresinde dönüyorum ... Çıkamam ki dışına... Gidemem ki uzağına ... İçimde hissetmezsem "seni" işkencelerin en gaddarını etmiş olurum kendime ..

İliklerime kadar senin farkındayım! Sen de benim zerecede olsa farkımda ol !
Gözlerimdeki ışık bitene kadar durup bekleyebilirim.. Peki ya sen, durup beklermisin sana yetişemeyenleri ? Beni yarı yolda bırakıp gitmesen keşke .. Arkana dönüp bakmadan ben de devam edebilsen keşke ..
Ve yanıbaşına uzanıp kalbinin sesini dinlesem...
Kokun masal olup uyutsa beni .. "B"

1 yorum:

  1. ya o çemberin dışında büyülü bi dünya varsa.. ya attığın ilk adımda nefes alabileceksen olağanca... ya seni heyecanlandırabilecek yeni bi hikaye duracaksa karşında.. gene de bu işkenceye değer mi hala o çemberin içinde kalıp.. kendine ettiğin eziyet değil de ne peki?.. yalnızlığını bile arkanda bırakıp gitmeye değer değil mi bazen bilinmeyenler... tekrar dikilip dim dik hayatın acımasız bakışları önünde beni yıkamadın demek var, ben gene kalkarım demek var.. ama insanız işte acıyı seviyoruz elden ne gelir.. sadece bir adım ufak bi adım atmalı çemberin dışına.. soğuk çemberin içinden sıcak bi kumsala atıp atmak gibi.. dene sadece hiç birşey kaybetmezsin...

    YanıtlaSil